LİSANS YOKSA HAPİS
“ABD’de emlak sektörü sıkı denetlenen, belli kuralları ve etik standartları olan bir sektördür. Denetlemeyi hem bölgesel kuruluşlar, hem çatı kuruluşu Realtor yapar”. Emlakçıların ciddi eğitimden geçerler, iki yılda lisanslarını yenilerler. Lisansı geçerli olmadan emlakçılık yapanların hapis cezası bile aldığını söyleyebiliriz, Türkiye’de emlak sektöründe taşların yerine oturması için daha epey zaman var.

TÜRKİYE’YE GÖRE BEDAVA
* Marka konutlar ( Fendi, Armani, Porsche) bir yana genelde piyasada fiyatlar 2006 yılı seviyelerinde. Örneğin Miami’ye çok yakın Baco Raton’da lüks bir sitede 4 yatak odalı, havuzlu, beyaz eşyalı, hatta avizeli bir evin fiyatı 300 bin ila 400 bin dolar arasında. Konum durumuna göre daha ucuz olanlar da var. Türkiye’ye göre bedava desek yeridir.
* Florida bölgesinin avantajı şu: Eyalet gelir vergisi yok. New York, Kaliforniya gibi pek çok eyalette hem eyalet vergisi, hem şehir vergisi ödeniyor. Kişilerin yanı sıra şirketlerin de burayı tercih etmelerinin bir nedeni vergi meselesi.
* Miami’de kriz öncesi aşırı miktarda bina yapılmıştı. Ama baktık Güney Amerika’daki istikrarsızlık nedeniyle Venezuella, Arjantin, Brezilya’dan akın akın alıcı geldi. Ardından zengin Ruslar, derken ülkelerindeki verginin aşırı artması nedeniyle Fransızlar. Şimdi Çinliler de satın almaya başladı. Neticede kısa bir sürede boş dairelerin hepsinin satılması bir yana, projeler de havada kapışılıyor.

12 AY DENİZ ŞANSI
* Türklere gelirsek. Bir zamanlar varlıklı Türkler arasında Cote d’Azur modası vardı. Şimdiki moda Miami. Belli bir çevreden birileri gelince diğerleri de arkasından gelir ya. Öyle bir şey. Artık Bodrum, Çeşme yerine Miami tercih ediliyor.
* Krizde fiyatlar dibe vurunca burası Türkiye’ye göre ucuz kaldı. Üstelik Türklerin sevdiği her şey burada. İklim şahane, hava tertemiz. 12 ay denize girebiliyorsun, her türlü restoranda ucuza yemek yiyebiliyorsun. Gece hayatı muhteşem, kumarhaneler, sonsuz alış veriş, gemi turları. Avantajlar saymakla bitmez.
* Türkiye’den gelen VIP müşteriler paparazzilerden uzak, diledikleri gibi yaşadıkları için Miami’yi tercih ediyorlar. Parmak arası terlik ve şortla, takıp takıştırmadan günlerini geçiriyorlar. Arabasını kendi yıkadığı için mutlu olduğunu söyleyen bir müşteriye bile rastlayabilirsiniz.
* Burada insanlar kibar, güler yüzlü, ortam gergin değil. Güneydoğulu biri buraya ilk geldiğinde yüz hatları gergin, stres ve sinir içindeydi. Ev alıp Miami’ye gidip gelmeye başladıktan sonra tanıdıkları estetik ameliyatı olduğunu sanmış.
Miami’nin altın çağı da 10 yıl devam edebilir. Nitekim müşteri portföyünde Türkiye’den çok sayıda müteahhitin olması da bunu kanıtlıyor.

2 binden fazla Türk’ün evi var

Miami’de resmi olmayan rakamlara göre 10 binin üstünde Türk’ün yaşadığını söyleyebiliriz, “Değişik kaynaklarda bu rakamdan bahsediliyor. Her gelen 3 kişi daha getiriyor diyebiliriz. En azından 2 binin üzerinde ev sahibi Türk’ün olduğunu söylenebilir. Eskiden Miami’ye daha çok ABD içinden taşınan Türkler vardı. Şimdi daha çok Türkiye’den geliyorlar” Çünkü artık Miami’de yaşamak ve hayatını burada sürdürmek isteyen ciddi bir çoğunluk var.